Yakıt için kendini yiyen ve enkaz bırakmayan roket geliştirildi

Kendi kendini yok etmek üzere tasarlanan yeni bir roket, dünya atmosferinde ilerlerken yolculuğuna güç sağlamak için kendi kendini yiyor.

Chip’in ayrıntılarını aktardığı habere göre Glasgow Üniversitesinden bir grup araştırmacı, plastik gövdesini eriterek yakıt olarak kullanmak üzere yanmadan kaynaklanan atık ısıyı kullanan ilk desteksiz otofaj roket motorunu geliştirdiğini duyurdu. Florida’da düzenlenen Amerikan Havacılık ve Uzay Bilimleri Enstitüsü SciTech Forumu’nda sunulan tasarım, 1938 yılında patenti alınan bir fikre dayanıyor.

1930’LARDAN BERİ EN VERİMLİ YOL BU OLABİLİR

Tasarımın geliştirilmesine öncülük eden Glasgow Üniversitesi’nde keşif teknolojisi profesörü Patrick Harkness, “Bu konsept 1930’lardan beri, sonsuz kademeli bir roketin yörüngeye ulaşmanın en verimli yolu olabileceği fikriyle ortaya çıkmıştır” diyor.

Motor, yakıt olarak yüksek yoğunluklu polietilen plastik boru kullanıyor ve bu boru başlıca itici yakıtlar olan sıvı propan ve gaz halindeki oksijenle birlikte yanıyor. Roket yörüngeye fırlatılırken, motorun yanma odasına doldurulan plastik boruyu, artık kalmayıncaya kadar yakıyor. Roket, Dünya’dan paketlenen daha az itici yakıt gerektirdiğinden, benzer kütledeki diğer araçlara kıyasla uzaya yük taşımak için daha fazla alana sahip.

Roketin ateşlenme anı ise şöyle test ediliyor:

Rokete Ouroboros-3 adı ise eski Mısır’da kendi kuyruğunu yiyen ve yeniden doğmak için kendini yutan bir yılan sembolünden esinlenerek verilmiş. Tasarımın arkasındaki araştırmacılar prototip roket motorunu Machrihanish Hava Üssü’ndeki MachLab tesisinde teste sokarak bir dizi kontrollü deneyde 100 newton itiş gücü üretti.

İlk test ise 2018 yılında gerçekleştirildi. En son testle araştırmacılar, motor için daha fazla enerji veren sıvı itici gazların kullanılabileceğini ve plastik gövdenin motoru beslemek için gereken kuvvetlere dayanabileceğini göstermiş oldu. Testler ayrıca roketin yanmasının kontrol edilebileceğini, azaltılabileceğini ve yeniden başlatılabileceğini gösteriyor. Araştırmacılar bundan sonraysa uçuş ağırlığına sahip bir motor prototipi geliştirmek ve sıvı oksitleyiciler kullanmak istiyor.

Roketin öne çıkan bir diğer önemli avantajı da yörüngeye ulaşmadan önce kendi kendini yiyip bitirmesi ve böylece uzayda başıboş bir donanım yığını olarak kalarak büyüyen uzay enkazı sorununa katkıda bulunmaması.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir