Mustafa Mulla Hüseyin, Gazimağusa’da düzenlenen devlet töreniyle toprağa verildi.
Büyükelçi Feyzioğlu, Facebook hesabından, katıldığı cenaze törenine ilişkin fotoğraflar paylaştı.
Feyzioğlu, paylaşımında Hüseyin’in şehit edildiğinde 27 yaşında “ailesine ekmek getirme derdinde olan bir delikanlı” olduğunu belirtti.
Hüseyin’in Larnaka-Mutluyaka arasında tanker aracıyla petrol taşıdığını kaydeden Feyzioğlu, “27 Aralık 1963’tü tarih. Yolunu kestiler. Araçtan indirdiler. Öldürdüler. Türk olduğu için. İşte Kıbrıs gerçeği. Makyajsız. Bugün Gazze’de bebekleri sırf Filistinli oldukları için öldürdükleri gibi.” ifadelerini kullandı.
Feyzioğlu, Hüseyin’in iki oğlu olduğunu, eşinin ve oğullarından Salih’in hayatta olduğunu kaydetti.
Büyükelçi Feyzioğlu, Trulli-Larnaka bölgesinde Kayıp Şahıslar Komitesinin Ağustos 2022-Ocak 2023 kazıları sırasında bulunan kalıntıların, yapılan antropolojik ve genetik tetkikler sonucunda Hüseyin’e ait olduğunun 18 Ekim’de saptandığını ifade etti.
Hüseyin’i bugün defnettiklerini kaydeden Feyzioğlu, “Mulla Hüseyin artık ‘kayıp’ değil, bir mezarı var. Duygular karışık. Şehidimizin naaşını görmenin, EOKA katillerinin elinde neler yaşadığını düşünmenin kederi bir yanda, dua edecek bir kabre artık sahip olmasının huzuru diğer yanda. Allah Mustafa Mulla Hüseyin’e ve tüm şehitlerimize rahmet eylesin.” ifadelerini kullandı.
“KIBRIS TÜRKLERİ ASLA GAZZE’NİN KADERİNİ YAŞAMAYACAK”
“Kıbrıs’ta ‘barış’ istiyoruz diyenlere” seslenen Feyzioğlu, şunları kaydetti:
“Kıbrıs’ta 1974 Mutlu Barış Harekatı’ndan beri barış var. Kıbrıs Türkleri etnik temizlik ve soykırım korkusuyla yaşamıyor. Rum Yönetimi’nin barıştan anladığı Kıbrıs Türkünü asimile etmek. Öyle olmasaydı, çoktan anlaşma sağlanmıştı. Olmadı, daha bir kaç ay önce resmi geçit töreninde hazır ol da selamladıkları katil EOKA’cıların torunları çoktan hazır. Yol ver gitsin diye mi düşünüyorlar acaba? Bunlar yanlış hesaplar. Çok yanlış. Kıbrıs Türkleri asla Gazze’nin kaderini yaşamayacak. Çünkü onların anavatan Türkiyeleri var.”
Feyzioğlu, paylaşımında “Tek çözüm sahadaki gerçekliği, yani KKTC’nin egemen eşitliğini ve eşit uluslararası statüsünü tanımak. Türkiye ve KKTC daima el ele oldu ve olacak.” ifadelerine yer verdi.
